Dezavantajlı Çocuklar Araştırma ve Uygulama Merkezi, dezavantajlı şartlarda yetişen çocuklarımıza yönelik olarak araştırma, işbirliği ve eğitim faaliyetlerini yürütmeyi hedeflemektedir. Dezavantajlılık kavramı, sağlıklı bir gelişim için gerekli koşulların (eğitim olanakları, ailesel destek, sosyoekonomik düzey, sağlık hizmetlerine ulaşım vb. gibi) sağlanamadığı kırılgan durumlara işaret etmektedir. Eğitim, sağlık, sosyalleşme gibi temel haklara erişim, dezavantajlı olarak nitelendirilen çocuklar için özel olarak ele alınıp desteklenmelidir. Eğitimin kapsayıcı niteliği bu noktada oldukça önemlidir. Kapsayıcı eğitim, eğitim kurumlarının ve süreçlerinin cinsiyet, etnik köken, dil, din, yerleşim yeri, sağlık durumu, sosyoekonomik durum vb. özelliklerinden ya da koşullarından bağımsız olarak tüm çocukların gereksinimlerine yanıt verecek biçimde yeniden düzenlenmesini öngören bir süreçtir (Eğitim Reformu Girişimi, 2016). Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) çeşitlilik/farklılık cinsiyet, etnik/sosyal köken, özel eğitim, kültür, ekonomik koşullar, yetenek gibi sebeplerle okulda sorunlarla karşılaşma olasılığı olan gruplara ulaşmak ve onlara kaliteli eğitim sağlamak amacıyla politika ve programların geliştirilmesini ve uygulanmasını ve de her türlü ayrımcılığı ortadan kaldıran kapsayıcı eğitimleri teşvik edilmesini gerekliliğini ifade etmekte ve önermektedir.
Merkezimizin önceliği, dezavantajlı şartlarda yetişen çocuklarımızın maruz kaldığı eşitsizliklerin giderilmesine ve şartlarının iyileştirilmesine katkı sunmak ve bu amaçla da Çocuk Hakları Sözleşmesinin 28. Maddesinde de ifade edildiği üzere her çocuğun etnik kökeni, dili, dini, cinsiyeti, özel durumu, kültürel kimliğinden bağımsız olarak eğitimde sosyal adalet, fırsat eşitliği temelinde kapsayıcı nitelikte eğitim uygulamaları geliştirmek, araştırmalar yürütmek, projeler geliştirmek ve yanı sıra ilgili konunun paydaşları ile işbirliği içerisinde yerel, ulusal ve uluslararası çözüm ortağı olmaktır. Hali hazırda dezavantajlı şartlarda yetişen çocuklarımızın karşı karşıya olduğu mevcut durum pandemi sürecinde daha da zorlaşmıştır. Bu nedenle öğrencilerin yoksun kaldığı sosyal-duygusal gelişim ortamları, karşı karşıya kaldıkları öğrenme kayıpları ve yanı sıra “çoklu” sorunlar ağı, çözüm odağının daha da derinleşmesini gerektirmektedir.
Kaynakça: